İstanbul… İçinde bir çok sırrı barındıran gizemli bir şehir…Nice medeniyetler yaşadı burada ve uğrunda nice savaşlar verildi. Yer altı tünelleri, imparatorların çeşitli amaçlarla yaptırdığı tılsımlar, Ayasofya Camii Efsanesi, Kız Kulesi Efsanesi, Hazreti Hızır Efsanesi ve daha birçok efsaneyle dolu. Fakat bu efsanelerden biri var ki, Padişah Abdülhamid Han dahi bu gizemi çözmek için çalışmıştır.
Belki de İstanbul’un tarihinden bile eski bu efsane neydi ? Abdülhamit Han’ın buldurduğu lahitin içinde ne bulunuyordu ? Yabancılar bu lahitin peşine neden düşmüşlerdi?
Tarih, 1985. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Yerebatan Sarnıcı içerisinde temizlik çalışmalarına başlar. Sarnıç su ve çamur doludur. Temizleme çalışmaları sonrasında, sarnıcın güneybatı köşesinde kaide olarak kullanılan, iki adet Medusa başı bulunur. Bu kaideler günümüzde Yerebatan Sarnıcı içinde, adımların bittiği yerde ziyaretçilerini karşılıyor.
Bu olayın yaşanmasıyla birlikte, geçmişi yüzyıllara dayanan bir efsane tekrar gün yüzüne çıkar. Öyle ki, anlatılanlara göre Sultan Abdülhamid Han bile bu efsanenin peşine düşer ve birçok kanıda ulaşır. Videonun ilerleyen kısımlarında, konunun Abdülhamid Han’la ilgili olan kısmına dönücem fakat öncelikle bu efsaneyi kısaca ele alalım.
Medusa, Yunan Mitolojisinde yeraltı dünyasının dişi canavarı olan, üç Gorgona’dan biridir. Bu üç kız kardeşten yalnızca yılan başlı Medusa ölümlüdür ve kendisine bakanları taşa çevirme gücüne sahiptir. Efsaneye göre Medusa çok güzel bir kızdır. Hatta o kadar güzeldir ki, tanrıçaların kıskançlığını üzerinde toplamış, tanrıları da peşinde koşturmuştur. Bu Tanrıçalar içerisinde özellikle Athena, onu çok kıskanmaktadır.
Videonun devamını buradan izleyebilirsiniz ;
0 Yorumlar