Kiliseye bağlı kurulan engizisyon mahkemeleri, akıl almaz sebeplerle birçok kadını cadı suçlamasıyla suçladı ve akla hayale gelmez işkenceler yaparak ölüm cezalarına çarptırdı. İşin kötü yanı da, bu kadar işkence ve yargılamanın din adına yapılıyor olmasıydı.
Kilise, toplumun üzerindeki egemenliğini korumak, sürdürmek ve pekiştirmek için önce büyücülüğü din dışı saydı ve ardından da tüm karşıtlarını büyücülükle suçladı. Bu dönemde öylesine basit ve akıl almaz iddialarla insanların hayatlarına son veriliyordu ki, duyunca gerçekten çok şaşıracaksınız.
Tarihte ilk olarak eski Roma'da karşımıza çıkan cadıları, Ortaçağ boyunca ve hatta yakın tarihe kadar Avrupa'nın her ülkesinde ve yakın bir döneme kadar da Güney Afrika'da bulmak mümkündü.
400’lü yıllarda büyünün iyi ya da kötü amaçla yapılıp yapılmasına bakılmaksızın, şeytanla yapılan bir anlaşma olarak kabul edildi. Bu durum eski Roma’daysa daha farklıydı. Eski Roma’da sadece kötü büyüler suç sayılıyordu.
Büyünün suç kapsamına alınmasıyla birlikte, cadı avcılığının temelleri de atılmaya başladı. Kilise, toplumun üzerindeki egemenliğini bu yolla bir hayli arttırmış oldu. Öncelikle büyüyü suç saydı ve sonrada bütün muhaliflerini büyücülükle suçladı.
8. yüzyılda cadıların şeytanla işbirliğine giren ve Hıristiyanlığa karşı savaşan kafirler olduğu bildirileri yayınlandı. Bildiriler özel olarak kadınları ifade etmemesine rağmen, kadınların maruz kaldıkları bir suçlamaya dönüştü. Yasal olarak ilk cadı yargılanması, 1204 yıllında gerçekleşti.
1080 yılında Papa 7. Gregor, yaşanan büyük bir doğa felaketinin ardından yaptığı açıklamada, bu olayın Yaratıcının bir cezası olduğunu, ölmüş olan suçsuz kurbanların intikamı sonucu geliştiğini ve sadece bu öfkenin giderek artacağını ifade etmişti.
Fakat 1115 yılına gelindiğinde, 30 kadın aynı gün cadılık suçlamasıyla yakılmıştı. 1585 yılındaysa Trier'de o kadar çok kadın cadılık suçlamasıyla yakılmıştı ki, iki köyde sadece iki kadın kalmıştı. 1630 yılındaysa 1200 kadın ve erkek cadılık ve büyücülük suçlamasıyla yakıldı. Toplu halde cadıların yakılması ya da linç edilmesi olaylarını tarihte sıkça görmek mümkün.
O dönemde Hristiyanlıkta kadın figürü, şeytanlıkla özdeşleşmişti. Kadın ve erkek arasındaki ayrım nedeniyle de, kadınlar belirgin olarak cadılık suçlaması ile karşılanıyorlardı. Cadı olarak yargılanan kadınların büyük bir kısmı, yaşlı ve dul kadınlardı.
Videonun devamını buradan izleyebilirsiniz ;
0 Yorumlar