25 Ağustos 2001 tarihinde Eyüp Sultan Mezarlığı'nda, bir ceset olduğu ihbarı yapılır. Olay yerine giden polisler incelemenin ardından, cesedin Ünlü İşadamı Üzeyir Garih’e ait olduğunu tespit eder. Olay sonrası gazetelerde, Üzeyir Garih’in yakın arkadaşı ve ortağı olan İshak Alaton’la yapılan röportajlar yayınlanır. İshak Alaton röportajda : Üzeyir Garih’in mason olduğunu, ve cinayet günü Üzeyir Garih’in, çocuğu rahatsız olan dul bir kadın için, kendisinden 10.000 dolar aldığını söyler. Bu röportaj sonrası Türkiye’de “dul kadının çocuğu” deyimi gündem olur ve üzerinde bir çok araştırma, yazı ve kitap yazılır.
Peki dul kadının çocukları kimlerdir ? Dul kadının çocuğu deyimi şifreli bir mesaj mı ? Bu deyimin tarihi nerelere dayanıyor ?
Dul kadın, Masonluğun kurucusu farz edilen ve Kudüs’te Süleyman Mabedini inşa eden Üstat Hiram Abiff’in annesidir. Bu yüzden Masonların her biri, kendini “Dul Kadın’ın Çocuğu” olarak adlandırır. Masonlar, Hiram Usta’ya ise “babamız” demektedir. Fakat masonlar, Hiram’ın dul bir kadının oğlu olmasını akıl almaz bir biçimde abarttılar. Şifreli konuşmalarında, yazışmalarında Hiram’ın annesinin dul olmasını bıktıran bir biçimde kullandılar.
Bu konuda, ünlü mason yayını olan Mimar Sinan dergisinde şunlar yazmakta ; Sık sık makalelere ve konferanslara konu olan Osiris-İsis menkıbesi, Mısır mitolojisinin Masonluğa en yakın olan mitidir. İsis mabedinin rahipleri arasına katılabilmek için geçirilen imtihan, Masonluktaki tekrisin ta kendisidir. Nihayet evlâdı olduğumuz ’dul kadın’ Osilis’in dul eşi İsis’ten başkası değildir.
Videonun devamını buradan izleyebilirsiniz ;
0 Yorumlar